SÜRGÜN İNEK: BİR İNEKLİK ETMİŞ İŞTE!


“Bin yılın komedisi” sloganıyla afişe edilen “Sürgün İnek”, patlamış mısır hediyeli popcorn komedisi veya entrika komedyası niteliğinde. Filme, gerçek hikayeden üretilen dedikodunun sinopsis’i de diyebilirim."


VEYSEL BOĞATEPE
  Özellikle komedi filmlerinde ki abartı, sanatın bir adım önünde gidiyor ve iddialı sloganlarla seyirciyi salonlara çekmeye çalışırken gerçeklik duygusundan uzaklaşıyorlar. İddialı sloganlı filmler daima gözüme batmıştır. Tutarlılığı olmayan sloganın temelinde yatan nesnellik, esere veya filmin hikayesine olan güvensizlikten kaynaklanıyor. Abartılı sloganla 28 Şubat’ta vizyona giren “Sürgün İnek” filmi, her ne kadar gerçek bir hikayeden alınmıştır/esinlenmiştir dese de gerçekten çok dedikodu üzerine kurulmuştur. Filmin asıl hedefi küçük bir olay üzerinden 28 Şubat’ı yersiz ve tutarsız gerekçelerle eleştirmektir.
 “Bin yılın komedisi” sloganıyla afişe edilen ve iki saat süren film, patlamış mısır hediyeli popkorn komedisi niteliğinde. Beğenmediyseniz, tercihinizi çekirdek çıtlatmaktan yana kullanabilirsiniz fakat dikkat edin gülerken boğulma tehlikesi geçirebilirisiniz. Bu komedi türünü de beğenmediyseniz alternatifim var elbet! Kime ve niçin güldüğünüzü size asla izah edemeyen entrika komedyası da diyebilirim.
 Gerçek hikayeden dedikodu çıkarmak!
   Filmin öyküsü şöyle; Şevket Çetin ile (Hasan Kaçan), eşi Cemile (Şebnem Sönmez), çocukları olmadığından “Sarı Kız” adını verdikleri ineği çocukları gibi seven çifttir.
Ne zaman ki inek bahçe çitini aşıp, okulun bahçesine girer ve burada ki Atatürk büstünü devirip kırar; işte o zaman her şey alt üst olur. Önce okul müdürü (Fırat Satıbol), sonra köyün muhtarı (Cezmi Baskın), ortalığı ayağa kaldırır. Karşı cepheye, Şevket’le arası kötü olan kardeşi Nihat da (Fırat Tanış) katılır. Atatürk büstünü kıran ineğinin elinden alınmasından korkan Şevket, Sarı Kız’ı başka köyden birine emanet edip, bir anlamda sürgüne gönderir. İnek yüklüdür (gebe) ve ceza olarak kesilmesi istenmektedir. Bu arada duruma jandarma
el koyar ve inek hakkında dava açılır.
  Gerçek hikayeden esinlendiğini ifade eden filmin senaristi Serkan Öztürk’ün gerçek hikayeden mi yoksa dedikodudan mı yola çıktığını öğrenmek için hem ineğin gerçek sahibiyle konuştum hem de köy derneğinin başkanıyla.  
 Esinlenme mi yoksa çarpıtma mı?
  Yalan, yanlış ile gerçeğin yer değiştirdiği günümüz siyaset-sanat anlayışında, filmin hikayesinin gerçek hikayeden esinlendiği iddiası kendilerince doğru olabilir fakat esinlenmekle, gerçeği çarpıtmak aynı değildir. Önce filmin gerçek hikayesini izah edelim; söz konusu hadise Malatya’nın Kadiruşağı köyünde geçiyor fakat film Malatya’da çekilmediği gibi “Gomalak” adında sanal bir köy yaratılıyor. İnek başka bir yere sürgün edilmiyor, başka bir köye satılıyor. Ayrıca jandarmanın köy ahalisini soruşturmadan geçirdiği de yalandan ibaret. Atatürk büstü kırıldığı için doğal olarak Jandarma ineğin sahibinden bilgi alıyor ve “Olabilir, hayvandır. Yerine yenisini getiririz” diyerek çekip gidiyorlar ve bir hafta içinde de yeni büstü getirip dikiyorlar.
   Senarist Serkan Öztürk, hadisenin 2009 yılında yaşandığı ifade ediyor oysa hadisenin yaşandığı yıl 2007’dir. Şimdilik bu şahısların isimlerini vermiyorum ancak her ikisi de filmin gerçekle ilgisinin olmadığını, abartılıp, çarpıtıldığı konusunda hemfikirler. Ayrıca ineğin adı önce “Gülsüm” sonra “Cemile” ve son olarak “Sarıkız” olarak değiştiriliyor. Çünkü; gerçekte Gülsüm, ineğin sahibinin annesinin adıdır. İneğin gerçek adı ise “Gül”, rengi ise sarı değil, kahverengi ile beyaz karışımı alacadır. Sanırım sonradan bu değişikliğe gidilmesinin nedeni, hukuki bir işlemle karşılaşmamaktır ancak ineğin gerçek sahibi şimdiden dava edilebilir mi hususunda avukatlarla görüştüğünü de dipnot olarak düşelim.
 Sarı kızın şifresi: Ergenekon
    Serkan Öztürk’ün derdi gerçekleri perdeden yansıtmak değil, gerçekleri ters yüz etmektir. İşte sırf bu nedenle gerçek adı gül “Gül” olan inekten “sarıkız”ı doğurtmuş, hayali soruşturmalar açtırmış, ineği sürgüne göndermiştir. Filmde 28 şubat süreci sözde eleştirilirken, halk arasında panik ve korkunun hakim olduğu ön plana çıkarılmakla kalmamış, Atatürk büstü alaycı ifadelerle kutsanarak “ Bir büstün inek tarafından yıkılmasının” bile halkı nasıl korku ve paniğe sürüklediği mesaj olarak ön plana çıkarılmıştır. 17 yıl önce yaşanan ve gericiliğe “dur” diyen 28 Şubat kararları “bin yılın komedisi” sloganıyla ortaya çıkarsa alaca ineğin altında dana değil öküz bile bulmak mümkündür.
Peki alaca inek, niye Sarıkız yapılmıştır?
   Sarıkız, 2004 yılında AKP iktidarını devirmek için planlandığı iddia edilen darbe teşebbüsünün adıdır. Bununla birlikte Ayışığı,Yakamoz ve Eldiven adı altında darbe planların hazırladıkları iddiasıyla Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, ADD başkanı emekli orgeneral Şener Eruygur, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına, sözde Ergenekon örgütü kapsamında yargılanmışlardır. Artık bugün orduya kumpas kurduklarını bizzat kendilerinin oluşturdukları paralel yapı açıklamıştır fakat bizim inek hala yüzyılın komedisini oynamayı sürdürmektedir.
 28 Şubat’ın mimarları
    Sarıkız’ı 28 Şubat ile ilişkilendirdiğinizde her şey ayan beyan ortaya çıkmış oluyor. Milli güvenlik kurulu 28 Şubat’ı askerin kısaca  irticaya “dur” demesi diye nitelendirebiliriz ama bu sürece zemin hazırlayan olaylara filmde değinilmediği gibi halk arasında panik ve korku yaratması da gerçek dışıdır. Aksine süreci hazırlayan olaylar, halk arasında tedirginliğe yol açmıştır ki; irticacı gerici odak bunu “post modern darbe” olarak işlemeyi, toplumsal algıyı bu yönde değiştirmek için sürekli işlemektedir. Oysa filmde 28 Şubat’ı hazırlayan zemine asla değinilmemiştir.
   Ekim 1996'da Ankara Kocatepe Camisi'nde "şeriat isteriz" diye bağıran sakallı, cübbeli ve asalı Aczmendiler gösteri yaptığını, Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın 11 Ocak 1997 Cumartesi günü, Başbakanlık Konutunda tarikat liderleri ve şeyhlere iftar yemeği verdiğini,  30 Ocak 1997'de Sincan belediyesinin Kudüs gecesi düzenlediğini, Belediye başkanı Bekir Yıldız’ın İran büyükelçisinin misafir olduğu gecede cihad oyununu oynattığını ve cihad çağrıları yaptığını görmezden geliyor fakat 28 şubat kararlarının alınmasına zemin hazırlayan ve asıl toplumu tedirgin eden hadiselere gözlerini yumuyor. 4 Şubat'ta Sincan'da askerlerin zırhlı araçla geçiş yapmasını ise fragmana koyacak kadar ön plana çıkartması ve vizyon tarihinin 28 Şubat olarak belirlenmesi, amacın gerçekliğini açığa vurmuş oluyor.
 All star, ver star
   Kadroyu oluşturan ekibin oyunculuğunu eleştiri konusu dahi yapamam ancak sanatçının duruşu eleştiriye açık bir konudur. Zaten vasat senaryolar genellikle şöhretli karakterlerle güçlendirilmeye çalışılır ki, bu filmin kadrosundakilerin hemen hemen hepsi başrol oynayabilecek karakterlerdir.  
  Bir ineğin üzerinden niteliksiz komedi denemesinin ancak gülünçlük olabileceğini not olarak düşelim ve 28 Şubat’ın mimarları Erbakan ile ortağı olduğu Çiller hükümetinin Susurluk'ta kamyona çarparak "Polis, mafya, siyasetçi" işbirliğinin ortaya çıktığını, Erbakan'ın yetiştirdiği ve AKP çatısı altında toplanan talebelerin de 17 Aralık’ta  kasede çarptığını, dolar, avro, rüşvet ve ihale pazarlıklarının ortaya döküldüğünü tekrar hatırlatalım.
Sürgün İnek
Yapım:
Atmosfer Yapım /2014
Yapımcı : Ali Tokul,
Senaryo: Serkan Öztürk
Tür : Komedi
Yönetmen : Ayhan özen
Oyuncular : Hasan Kaçan , Şebnem Sönmez,Vildan Atasever , Cezmi Baskın , Fırat Tanış, Necip Memili, Tolga Güleç, Serkan Öztürk, Burak Satıbol






 

Yorumlar

Popüler Yayınlar