KLONLANMIŞ MÜSLÜMANLAR VE AVENELERİ
“Delikanlı
Açılımı: Anladık delisiniz de, siz de kan ne gezer?”
Toplum, AKP
ideolojisiyle evirilip, klonlanmış müslümana dönüştürülürken sanat/siyaset de
dönüşümler değişimler siber hızıyla devam ediyor.Yaranmanın tek geçerli kuralının
dalkavukluk olduğunu varsayılmayanlar bilerek veya istemeden maskelerini
düşürüp, sözüm ona ne mal olduklarını ayan beyan belli ettiler. AKP’ye yada
PKK’ya yanaşırken, önlerine konan meydan kürsülerinde, üzerlerine çevrilen
kameralara “delikanlı “pozları vererek hünerlerini sergiliyorlar.
Aklını apış arasında
dolaştıran, küfürbaz Mustafa Altıoklar ile çalışanlar bilirler ki, onun setinde
konuşulan tek mevzu bilimum “kafa yapıcı” maddelerdir. Uyuşturucu
kaçakçılığının ve trafiğinin ABD
kontrolünde, PKK’ın yaptığı gerçeğinden yola çıkarak Mustafa Altıoklar’ın “kürt
olsaydım dağa çıkardım” diye zırvalamasının altında, dalkavukluk yaparak iş
almanın yanı sıra her kürt’ün PKK’lı olduğunu ve kürt halkının sanayileşememiş,
yerleşik düzene geçememiş, dağda mağarada yaşayan ilkel bir toplum olduğunu da
kesinkes söylüyor. Kendi aralarında beyaz kürt /esmer kürt olarak ayrılanlar ve
kendini bizatihi “kürt aydını” olarak
lanse edenlerin itiraz etmemiş olması veya cevap vermemiş olması ise
düşündürücüdür.
Lafta delikanlıdan geçilmeyen yurdumda, nedense delikanlılık
makinaların ardında mevzilenmiş durumda. Baskıcı bir zihniyetin, faşist
uygulamasına karşı gelmek yerine, sus pus olmuşlar ve onların dümen suyunda
kulaç atarak yol almayı tercih etmişlerdir. Geçmişte Türk sineması, “Asiye nasıl Kurtulur?” dan süregelen
bir vajina ideoloğu ve çeşitlemeci bir “Fatmagül’ün Suçu Ne?”den pornografiye
terfi ederek batmıştı. Şimdilerde ise bağımsız sinema sanatını, bağımlı kılmak
için dalkavuklukta sınır tanımayanlar yüzünden batacak.
Türk sinemasının
uzun saçlı, yönetmen prensleri Mustafa
Altıoklar, dalkavuklukta PKK’yı
desteklerken meslektaşı Sinan Çetin, tarikat müritliğini seçti. Düzgün Türkçenin
konuşulmadığı Türkiye de, “Türkçe
Olimpiyatları”nın yapılıyor olması en çok Sinan Çetin’in işine yaramıştır.
Fetullahçı tarikat tarafından her yıl düzenlenen bu olimpiyatlar gerçekte “Türkleri Hıristiyanlaştırma” girişiminin
sadece bir ayağıdır ve düzgün bir Türkçe konuşamayan Sinan Çetin’in jüri
üyeleri arasında olması da bu bağlamda oldukça manidardır. Cami avlusundan dahi
geçmemiş olan Sinan Çetin, cumhuriyetten kazandıklarını tarikata yatırırken,
ümmetçi kültürüne geçişte de dersine iyi çalışması gerekmektedir.
Veysel Boğatepe
Yorumlar