DE….? (!)
Ataerkil, gelenekçi ve göçebe bir toplumun bireyleri olduğumuzdan olsa gerek-ki, ebeveynlerimiz tarafından hemen hemen her şey genel ahlak kuralları gözetilerek örtü / perde altında aktarılmış, öğretilmiştir.
Ola ki, itiraza
kalkışıp, onların “doğru” dediklerine
yanlış diyesiniz. Ya kapı arkasında bekleyen kızılcık sopası en yakın dostunuz
olur ya da annenizin en mahrem beddualarına maruz kalırsınız.
“Biz anamızdan, atamızdan böyle öğrendik, gördük. Onlardan
iyi bileceksin!”Bilemezsin tabi, bilmem kaç yaşında sübyansın daha.
Bıyıkların terlememiş, sakalın çıkmamıştır henüz.
Bilginlik; kıl-tüy ve aklanmış-kırlaşmış saçlarla doğru orantılıdır çünkü.
O örtünün altında ne var? Örtülü ödenekte ki mangırları nereye / kime ve ne hakla
harcıyorsunuz?
Lafı, arap sakızı
gibi gevelemeden, mevzunun ortasına bodoslama yapıştırayım. O örtünün
altında “demokrasi” var.
Neymiş efendim?
Demokrasi !!!
Demokrasi…
Hak ve özgürlüklerimizi neyin altında kaybettik?
Demokrasi…
Ulusal değerlerimizi, çıkarlarımızı, varlıklarımızı
elimizden kim aldı?
Demokrasi…
Suçları legalleştiren neydi?
Demokrasi…
“Aynı yalan sürekli
tekrarlanırsa, bir süre sonra doğru olarak algılanacaktır.” Bunun üzerine
oturtulan propaganda ile Hitler Almanya sında tüm kitlesel iletişim araçları
ele geçirilmiş, halk manuple edilmişti. Yeni dünya düzeni dedikleri düzen de
halk nasıl düzülüyor?
Demokrasi ile….
Nasıl da benzeşiyorlar değil mi, tek yumurta ikizi gibi..
Hoşgörü ile hoşafı bile birbirinden ayıramayan, elma ile
armut’u toplayıp yekün çıkartan, kağıt kalem vs ile bolca muhasebe yapan,
vijdanını unutan, sadece karnından beslenip, omuzlarının üzerinde yükselen
yuvarlak kütlenin ne işi yaradığını kavrayamayan toplum zaten yıllardır “demokrasi” pilavını yiyordu, bir tek
hoşafı eksikti.
Ağır uykulu ve akıl
tutulması yaşayan çoğunluk bir kez olsun “de…”
diyebilse, demokrasiyi çözecek, üzerindeki perdeyi atacaktır fakat, yarı
ölü halinden uyanamadı. Uyanamaz çünkü AB/D-AKP şırıngası sürekli narkoz
zerkediyor. Oysa güzelim türkçemizi rehber ederek şu “de…” meselesini çözmek, sonuç çıkarmak mümkün. Bunu öğrenmek için
Biritiş Çinçil’de mastır yapmaya da gerek yoktur. Okuma yazması olan bilir ki,
başına “de” gelen her sözcük
olumsuzdur. Başka bir deyişle, “de”
öneği, başına geldiği sözcüğe olumsuzluk verir. Dili küfüre meyilli olan bu millet her kurduğu
üç cümlenin birinde ;“de –sektir git!”
demesini biliyor da, “de-mokrasi”
nin, “de” sinden haberleri yok. Biraz
düşünmeye yönlendirmek için birkaç örnek verelim mi?
de-formasyon
de-jenere
de-zenfekte
de-mokrasi
vesaire…
Geldik mi şimdi zurnanın zırt deliğine!
De-hadi, gidin
belanızı bulun!
(Veysel Boğatepe)
20 Haziran 2010
Yorumlar