ATMA RECEP, DİN KARDEŞİYİZ



Siyaset’in dahi apış arasından üretildiği, hak ve hürriyetin hadım edildiği, akıl dışı komplo teorilerinin üretildiği ve tezgahlandığına cumhuriyet tarihinde ilk kez tanık oluyoruz. Emperyalist güçler ve Soros gibi kapitalist sermayederlerin şişirip, besleyip demokrasi perdesi altında Türkiye ye ihraç ettiği Akp, demokratik sistem içinde yer alan yarışmacı bir parti değil, atanmışlardan oluşan rövanş heyetidir.

  Her ne kadar çok partili sisteme geçmiş olsak bile, siyasi bilinç sadece iki parti üzerine odaklanmıştır. Birisi iktidarda ki parti, diğeri ana muhalefet partisidir. Ya iktidardan yanasın, yada muhalefetsin. Alternatif üretemeyen toplum, bu iki parti etrafında kümelenir.

 On yıldan beridir, tezgahlanan oyunların aslında hiçte bilmedik oyunlar olmadığını biliyoruz. Deniz Baykal’ın partiden ayrılmasıyla, yerine geçen Kemal Kılıçdaroğlu’nun seceresi hakkında az çok bilgi sahibiyiz. Oldum olası Kemal, Mustafa gibi isimlerden korkan Akp zihniyeti, sanırım bu iki adın yan yana gelmesinden bile öcü görmüş gibi korkuyorlardır. Hele siciliniz ak-pak ise, hedef tahtasına oturmuşsunuz demektir.

“Bir zamanlar dini kullandık” diyen Kasımpaşalı, aslında hala siyasetini din ile soslayarak servis ediyor çünkü kıbleleri kabe değil tarikattır. Akılcılık yerine kaderciliği benimseyen biat zihniyeti, satılmış aydınlarıyla, yardakçı medyasıyla, müritleri şeyhleriyle, Kılıçdaroğlu ‘nun etnik kimliğini ortaya atarak, karalama kampanyasına başlamakta gecikmediler.



İyi de adama sormazlar mı; hem kürt açılımı yapacaksınız, sınırlarda seyyar mahkemeler kuracaksınız, pkk militanlarını aklayacak ve onlara iş garantisi vereceksiniz. Söz konusu Kemal olunca, kendi etrafınızda birkaç kez dönüp, Kürtçülük üzerinden saldıracaksınız!

-         Saldıracaksınız çünkü; miadınızın dolduğunu, deliğe süpürülme vaktinizin yaklaşmış olacağını duyumsuyorsunuz.

-         Saldıracaksınız çünkü; sadece Kasımpaşalı Başbakan’ın hakkında açılmış 64 kamu davasının dosyası raflardan inecek.

-         Saldıracaksınız çünkü; çantanız de ki AB Müktesebatı’nda “Federe kürt devletinin kurulmasının önü açılacaktır” maddesi var ve okyanus ötesindeki ağababalarınız bunu yapmanızı emrediyor.   

Biat ettiğiniz Hıristiyan kulübünün emrettiği her şeyi “başım gözüm üstüne” deyip yapmak zorundasınız.

-         Yapmak zorundasınız çünkü; düşlerinizde dahi göremeyeceğiniz sermaye ve statülere onların desteği ile geldiniz ve sahip oldunuz.

-         Yapmak zorundasınız çünkü; Kasımpaşalı nın deliğe süpürülme vakti geldiğinde yüce divana çıkabilir ve İmralı ya kapı komşu olabilir.

-         Yapmak zorundasınız çünkü; Kasımpaşalı nın sonu Saddam gibi olabilir.



Oysa “biz yaptık, olduk” diye vatandaşa yutturmaya çalıştıklarınızın ve kendi başarılarınız gibi allayıp pullayıp, yandaşlarınız sayesinde servis ettiklerinizin tek maddesinin size ait olmadığını, okyanus ötesindeki akıl hocalarınızın plan ve direktifleri olduğunu biliyoruz.

 Bu yalanlarınızı yutturabileceğiniz, hazmettirebileceğiniz  kitlenin sayısı ve sosyal-kültürel profili de bellidir. Sürekli tekrarladığınız yalanlar üzerine oturttuğunuz  kirli siyasetinizle manuple ettiğiniz kitle sayısı da bellidir.  

“F” tipi örgütün komplo türlerinden birisi olan “kaset montajlama” yöntemiyle kişinin ahlak ve mübah değerlerine saldırmak, kendi çürümüş, erozyona uğramış ahlak değerlerinizi perdelendiğini sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Yanılıyorsunuz çünkü sizler yurttaşların tamamını, gördüğüne ve duyduğuna inanan, sorgulamayan  ahmaklar topluluğu olduğunu sanıyorsunuz.  Etik olmayan her türlü yalanın, dolanın içinde olacaksınız sonra da “eşini aldatanı mağdur göremeyiz” diye meydan kürsülerinde nutuklar atacaksınız.



Atma Recep, din kardeşiyiz!

 -    Sen değimliydin, Menderes’in devamıyız diyen? Bunu kanıtlarcasına görgüsüzlüğünü de ifşa ederek Menders’ li Özal’lı sinema afişleri gibi afişler hazırlatıp belediye bilboardlarına astıran?

Yakın tarihini azbuçuk bilenler, Menderes’in partisinin adının dahi ABD den ithal edildiğini bilirler. Uzatılan her mikrofonla meydan kürsülerinde nutuklar atan, kendince ahlak dersine kalkışan Kasımpaşalı başbakan, devamıyız dediği Menderes’in evli olduğu halde, opera sanatçısı Ayhan Aydan ile  olan “büyük aşkı”nı neden söyleyemiyor?

Roman yazarı Suzan Sözen ile olan ilişkisini neden itiraf edemiyor? Üstelik her ikisi de evli olmasına rağmen. Kapısında polislerin nöbet tuttuğu apartman da buluşan Menderes ile Sözen in ilişkisini neden gizliyor dersiniz? Acaba Suzan Sözen in kocasının, dönemin İstanbul emniyet müdürü olmasından dolayı olmasın sakın? Malum polis teşkilatının çoğunluğunun fetullahçı tarikat müridi bilinen bir gerçek.

Yani devamıyız dediği zihniyet, evli olmasına rağmen bir değil iki defa eşini aldatmıştı. Menderes’in valizinden kadın külotunun çıktığını söylemeye gerek var mı bilmiyorum. İşte, devamıyız dediğin zihniyet budur!

Bunlar bilinenlerdi, ya bilinmeyenler?

Eş aldatma veya başka birisiyle birlikte olma, eşler arasında kalması gerekir. Kaldı ki taraflardan birisi şikayetçi olmadığı sürece, hukuk dahi müdahale etmez.

  Anlaşılan Kasımpaşalı nın yalan söylemekten pinokyo gibi burnu oldukça uzamış olmalı ki etrafındakileri görmüyor-göremiyor, veya görmek istemiyor. Komplolarla ahlak değerleri nutku atmadan önce, etrafında kendisine biat etmiş milletvekillerinden evli olmasına rağmen imam nikahlı olanlara ahlak dersi vermeli.

Ahlak dersi vermek için önce kendi ahlakını gözden geçirmeli, büründüğü dokunulmazlığı tıpkı milli görüş gömleğini çıkartıp attığı gibi atmalı ve iddia ettiği gibi “Ak” olmalı öncelikle. Ahlak apışarasına kaçmışsa, kalpazanlık, evrakta sahtecilik, vergi kaçakçılığı, adam kayırma, ihaleye fesat karıştırma gibi şahsına isnat olmuş ve raflarda bekleyen, bilinen  64 kamu davasını ahlaksızlık olarak görmüyorsa, ulemalarına danışıp ahlak kurallarını yazılı olarak hazırlaması gerekecektir. Aksi halde kimin ahlakını ve değerlerini, neyin üzerinden yükseltip yücelttiği apaçık ortadır.

 Veysel Boğatepe
28 Mayıs 2010

Yorumlar

Popüler Yayınlar