KAŞARLI KABAK DOLMASI
Bizim ülkemizde ki cezaevlerinde volta atanların hemen hemen hepsi “kader mahkumu”dur. İşlediği suç ne olursa olsun, dillerine doladıkları ilk ve değişmez olan tek cümle “kader mahkumuyum, çıktığımda gerçekler anlaşılacak!”tır.
Hatırlayacaksınız manken kızlarımızdan Tuğba Özay da, mafya ilişkileri, adam öldürtmeye azmettirme, tehdit gibi sabit suçlarından dolayı paşa kapı cezaevinde paşa paşa yatıyor şimdi. Eskilerin mankeni, koğuşların hanımağası Tuğba Özay, basına bol ajitasyonlu mektup yazmış “kader mahkumu” olduğunu özellikle belirtmiş. Buraya kadar anladık zaten, aslında kimsenin bir suçu yok, suçu işleyen hep o “kader” adında ki kişidir.
Mektubunda bol bol kitap okuduğunu, sportif faaliyetlerde bulunduğunu, bir günde yüzlerce mektup yazdığını (ben denedim ama başaramadım), itiraf etmiş. Alın size yılın itirafı işte! Bir günde yüzlerce mektup yazmak… Nobel ödüllü yazarın bile harcı değildir bir günde yüzlerce mektup yazmak! Demek ki bu toplumun aydınlanması için ülkedeki mevcut cezaevi sayısını, okul sayısının üstüne çıkarmak gerekiyor.
Çiçeği burnunda ( ne demekse?)genç yazar adayımız, çıktığında kitap yazacakmış. Madem mevzu kitap, kendisine tüyo vermeyi görev addederim kendime… Eğer söylediklerinde kararlıysa, mutlaka ama mutlaka bir yemek kitabı yazmalı. Örneğin; “kaşarlı kabak dolması tarifi” veya “paşa kapı mönüsü” adında bir kitap düşünebilir. Baskı üstüne baskı yapacağı hatta Türk Edebiyatı Klasikleri arasına gireceği ihtimali oldukça yüksektir. Çünkü bu ülkenin “en çok satanlar” listesinin başına daima bir yemek kitabı oturmuştur. Bu memleketin yazarı, düşünürü, aydını, çizeri ve yaratıcı kategorisine giren düşünce üretenleri, ellerine kalemi aldıklarında “kaşarlı kabak dolması” tarifi kadar olamıyor, ilgi
görmüyorlarsa bu toplumun ayıbıdır, Tuğba Özay’ın değil.
Tayyip bey de masumane bir şiir okumuş ve “kader mahkumu” kategorisindeki yerini almıştı. Aydınlanmaktan çok kaşarlı kabak dolmasına ilgi duyan yurdum bireyi, bu kader mahkumunu iki dönemdir, Türkiye’nin en tepesine oturtmuştur. Tuğba Özay ve onun gibilerin kader mahkumluğundan kurtulur kurtulmaz, bir kahraman gibi karşılanacağı, fiyatını ve prestijini arttıracağı kesindir. Ve hatta CHP’nin başına geçmesi bile kuvvetle muhtemeldir. Çünkü bu ülkede, onurlu bir yaşama sevdalananlar değil, hırsızlar, tecavüzcüler, katiller, hainler, kimliği silik, sicili bozuklar alkışlanıp baş tacı yapılmıştır. Bu ayıp ta hepimizindir.
Veysel Boğatepe
Bizim ülkemizde ki cezaevlerinde volta atanların hemen hemen hepsi “kader mahkumu”dur. İşlediği suç ne olursa olsun, dillerine doladıkları ilk ve değişmez olan tek cümle “kader mahkumuyum, çıktığımda gerçekler anlaşılacak!”tır.
Hatırlayacaksınız manken kızlarımızdan Tuğba Özay da, mafya ilişkileri, adam öldürtmeye azmettirme, tehdit gibi sabit suçlarından dolayı paşa kapı cezaevinde paşa paşa yatıyor şimdi. Eskilerin mankeni, koğuşların hanımağası Tuğba Özay, basına bol ajitasyonlu mektup yazmış “kader mahkumu” olduğunu özellikle belirtmiş. Buraya kadar anladık zaten, aslında kimsenin bir suçu yok, suçu işleyen hep o “kader” adında ki kişidir.
Mektubunda bol bol kitap okuduğunu, sportif faaliyetlerde bulunduğunu, bir günde yüzlerce mektup yazdığını (ben denedim ama başaramadım), itiraf etmiş. Alın size yılın itirafı işte! Bir günde yüzlerce mektup yazmak… Nobel ödüllü yazarın bile harcı değildir bir günde yüzlerce mektup yazmak! Demek ki bu toplumun aydınlanması için ülkedeki mevcut cezaevi sayısını, okul sayısının üstüne çıkarmak gerekiyor.
Çiçeği burnunda ( ne demekse?)genç yazar adayımız, çıktığında kitap yazacakmış. Madem mevzu kitap, kendisine tüyo vermeyi görev addederim kendime… Eğer söylediklerinde kararlıysa, mutlaka ama mutlaka bir yemek kitabı yazmalı. Örneğin; “kaşarlı kabak dolması tarifi” veya “paşa kapı mönüsü” adında bir kitap düşünebilir. Baskı üstüne baskı yapacağı hatta Türk Edebiyatı Klasikleri arasına gireceği ihtimali oldukça yüksektir. Çünkü bu ülkenin “en çok satanlar” listesinin başına daima bir yemek kitabı oturmuştur. Bu memleketin yazarı, düşünürü, aydını, çizeri ve yaratıcı kategorisine giren düşünce üretenleri, ellerine kalemi aldıklarında “kaşarlı kabak dolması” tarifi kadar olamıyor, ilgi
görmüyorlarsa bu toplumun ayıbıdır, Tuğba Özay’ın değil.
Tayyip bey de masumane bir şiir okumuş ve “kader mahkumu” kategorisindeki yerini almıştı. Aydınlanmaktan çok kaşarlı kabak dolmasına ilgi duyan yurdum bireyi, bu kader mahkumunu iki dönemdir, Türkiye’nin en tepesine oturtmuştur. Tuğba Özay ve onun gibilerin kader mahkumluğundan kurtulur kurtulmaz, bir kahraman gibi karşılanacağı, fiyatını ve prestijini arttıracağı kesindir. Ve hatta CHP’nin başına geçmesi bile kuvvetle muhtemeldir. Çünkü bu ülkede, onurlu bir yaşama sevdalananlar değil, hırsızlar, tecavüzcüler, katiller, hainler, kimliği silik, sicili bozuklar alkışlanıp baş tacı yapılmıştır. Bu ayıp ta hepimizindir.
Veysel Boğatepe
Yorumlar